26 Ekim 2012 Cuma

7. Hafta Cesmedeyiz


7. hafta ilk gününde düştük havaalanı yollarına. İlk defa İzmir’e Atatürk havaalanından gidecektik, gitmez olaydık. Trafik neyse ki bayram tatili öncesi olmasına rağmen yoktu. Ama havaalanına giriş, otopark bulma, otoparktan terminale girme faslı çok yorucuydu. Genelde iki çekçekle gideriz, Ozan’ın bir de iş guc agirligi tuttu az eşya var diye kol çantası aldı. Yanında laptop, benim çantam derken hamile halimle bayağı bir yüklendim. Neyse ki o kadar da değil, bir şey olmadı. İzmir’e vardık ve her zamanki gibi havaalanında karşılandık. Hızlı gitmek istediğimiz zamanlarda olduğu gibi Ozan direksiyona geçti.

Nasıl söyleyeceğiz provasını hiç yapmadık ama yanımızda ilk ultrason goruntuleri vardi (sadece bi nokta duyan da bebek resmi goturduk sanacak) vardı. Onları bir şekilde verecek ve söyleyecektik. Hoş beş, veranda da çay kahve faslında sıra sıra her zamanki gibi fotoğraflar çekilirken çıkardık verdik ultrasonu.

Dedik bebek bekliyoruz! Çok sevindiler, sarıldılar öptüler. Özelikle dedenin nerdeyse gözleri doldu, sevincinden yerinden duramıyordu. Babanne ise biraz şaşkın biraz şoklardaydı. Herhalde sevinmiştir, aksini düşünmek istemiyorum açıkçası.

Dolayısıyla tatil bu gelişme ile farklı bir boyutta ilerler diye düşünüyorduk. İşte sürekli ondan bahsedilir, planlar yapılır, gelecek konuşulur, dogumundan odasina, isminden gidecegi okulun ismine kadar. Ama bunların hiç biri olmadı. Bu yeni durumuna dede ve babaanne çok çabuk adapte mi oldular yoksa henüz idrak mı edemediler bilemiyorum, bir hafta neredeyse bahsi bile açılmadı.

Bir yandan iyi bir yandan azcik da olsa kiriciydi. Herhalde hamile olunca dünya senin etrafında dönsün herkes sana ilgi göstersin istiyorsun ya da oyle olacak saniyorsun. Aslında bu bana senin için hayatının en önemli konusunun en yakının bile olsa başkaları için o kadar da önemli olamayacağını göstermiş oldu. Bunda kötü bir şey yoktu, anne olacak bendim, onlar değil. Ayrica sonradan dusununce cok ustume dusulse muhtemelen bunalacak ve off poff lara baslayacaktim. Ne istedigini bilmez ikizler kadiniyim sonucta.

Bu hafta en belirgin şekilde çok çok çok acıktım ve acıkmakla kalmadım yedim de. Birkaç gün kabız, gaz sancısı, hazımsızlık, uyku hali ve bir gün mide yanması dışında minik kuş hep bana huzur verdi. Cuma donuş günümüz ve hormonların etkisi ile herhalde şu hamile hassasiyeti neymiş anladım, hüngür şakır ne düşünürsem düşüneyim ağladım.

19 Ekim 2012 Cuma

Pır Pır Minik Kus iste burda


5 + 6. gün (sonradan bunun 6. hafta olarak soylendigine vakif oldum) için doktor benim ısrarlarıma daha fazla dayanamamış ve hadi gel demişti. Cuma gününe denk geldiği için akşam saatlerine kalmak istemedim, malum doktorda en az 1 saat oyalanmak ve sonrasında acayip bir Cuma trafiğine kalmak kaçınılmazdı. Saat 12.30′da gelebileceğimi soyledim.

Ozan’ın o saatte gelmesi imkansizdi, hem annem de çok hevesliydi ilk torun ya illa merasimlere katilinacak. Saat 12.30′da doktorun yerindeydik, ama doktor yoktu (eh biraz tahmin edilebilir bi durum adam rahat) bi iki dergi karıştırdım, ama çok heyecanlıydım ve kendimi artık nasıl kastıysam sırtı olmayan yani kafani direkt duvara dayamak suretiyle agzimdan salyalar aka aka 45 dakika kadar uyudum !

Doktor geldi, hoş beş yapıldı ve ultrasona geçildi. İşte orda siyah bi nokta tam da yüzüğün kenarında, tam bir tek taş. Pır pır kıpraşıyor. Öyle "Aman Allahım bu bir mucizeee" diye bagirarak gözlerimden yaş gelmedi ama acayip rahatladım. Çok güzel bir duyguydu, hele ardından kalp atışlarını dinleyince tık tık tık.  Derin bir ohhh çektim. Ordaydı ve yaşıyordu. Artık annelik yolunda bir adım öndeydim, şimdi ne olacaktı? Kayın aileye durumu gönül rahatlığı ile söyleyecektik.

Bu güne ait en güzel anlardan biri de esime telefonda bebişin kalbini duyduğumuzu söyledigimde heyecandan ne diyecegini bilememesiydi. Onu hiç bu kadar mutlu duymamıştım, görmemiştim, hissetmemistim. Derler ya adam önemli adam. Bu surec yoksa baska nasil rahat gecer.

16 Ekim 2012 Salı

Asil Simdi Heyecanli Bekleyisler Basliyor


Doktorumdan "1 hafta sonra gorusuruz" u duyup da bu bir haftanın gayet sakin geçeceğini ummak tam bir naiflikmiş.

Olmaz olası ama onsuz da olmaz internetle birlikte ya şöyle olursa ya böyle çıkarsa, peki ya şöyle böyle diye diye kafayı yememek elde değildi.  Herşeye gülüp geçen en büyük probleme bile bir günden fazla kafa takmayan ben, hayatımda ilk defa endişe krizlerine girdim ne yazikki.

Bir yandan sigarayı bırakmanın, alkol almamanin, agzima sokulan peynirin, sutun, vitaminin bu stresli zamanlarin stesini katladigini soyleyebilirim. Tabii alti ustu bilen 3-4 kisiden (kafadan) çıkan sesler de tuzu biberi. Sabah erken saatlerde uyanma ve heyecandan uyuyamama, hazımsızlık, idrara şıkışma, iştah artışı bunlar da benim 6. hafta hamilelik belirtilerim olsun. Bulantı, kusma, kokulara karşı hassasiyet, gögus agrisi, asiri uyku hali yok valla. Gayet rahatım minik kuş sagolsun.


16 Ekim Salı benim hesabima gore 5+3 ama reglim 25 günde oldugundan 5+6. Bir ihtimal emriyoyu görebilir miyiz dedik gittik doktora.

Eşim de rahim agzi biyopsi sonrasinda ilk defa bir jinekolojik muayenede yanımda. Bu bilgi bir ilk.

Bakalim daha neler yasanacak karıcık kocacıktan anne babaya uzandıkca. Elim ayagim titriyor, heyecandan yerimde duramiyorum. Kontol noktaları tek tek geciliyor:

-Kese gorundu, dis gebelik yok
-Yolk kesesi gorundu embriyo olusmus.

Embriyo nerde? Gorunmuyor. Olsun %80 ihtimal yasiyor ve biz bi hafta sonra gorebilecegiz. O kadar sabirsizim ki “daha once olmaz mi” diyorum. Hem İzmir’e gideceğiz haberi gonul rahatlıgı ile verelim cekirdek ailemize. Doktor Bey “hadi Cuma gel ama gormessek bozulmaca yok ama" diyor. Cuma yani 19 Ekim’de belki de minik kusu gorebilecegiz hatta duyabileceğiz kalbini, bunu bilmek bile rahatlatiyor beni. Analik mi basladi nedir bu duygusallik?

Ama bekleyise devam, olsun mutlu bekleyis bu. Sonrasinda sunu ye, bunu ic, bunu yap, isin en sikici kismi. Hele bir cuma gelsin de ne isterlerse onu yerim icerim sorun ne? Asil simdi heyecanli bekleyis basliyor ve en az 34 hafta surecek.

8 Ekim 2012 Pazartesi

695

İşte beklenen gün geldi. 8 Ekim 2012. Bilmeyiz tabi bu zamanlar hamilelik kaç hafta ne zaman başlar ne zaman biter. Cok ciddiyim olayin 9 ay oldugu disinda bir bilgim yok. Sanırız ki hamile kalnırsa (bunun zorluğu artık biliniyor) kız bebek 9 ay erkek bebek 9 ay 10 gün sonra doğar. Ne haftasi ne birseyi haberimiz yok.

Yok canım o kadar da kolay değilmiş. Bugün öğlen Florance Nightengale Gayrettepe hastanesinde gebelik testi yaptırdım. Kan verirken çok heyecanlıydım, herhalde istediğim bir bebek olduğu için mutluydum, cok heyecanlı. Aksi halde ne kadar stres verici olduğunu tahmin edebiliyorum. Istenmeyen gebeliklerle ilgili testlerin stresi daha bile fazla olabilir.

1-1.5 saat içinde sonuçları e-mail ile göndereceklerini söylediler. Heyecanlı bekleyiş başladı. Allahtan 1 saate yakını emniyette ehliyet işi ile çarçabuk geçti, 1 saat kadar da ofiste kıvranmaca, sağolsunlar isleri dayadiklari icin zaman nasil gecti anlamadim. Vee sonuç geldi. 695 mg >3 mg. Bu ne demek oluyordu? Hormon çok yüksek, ama ne hormonu, demek ki hamileyim?!

Hemen bu süreci iyi bilen ve konusabilecegim tek kisi olan kardesimle konuştum “Hamilesin kizimmmm” demez mi :)

Yaa nasil ya, hadi canım, hamile miyim? Sırayla annem, doktorum ve esimle konuştum. Cidden hamile miydim? Çok heyecanl. Garipti ama, benim bebeğim olacaktı. herhalde bu haberi alip da heyecanlanan kac milyarinci kadindim ama bana ozeldi ya gerisi bos.

Doktorum 1 hafta sonra yani 15 Ekim Pazartesi gelmemi söyledi, Ozan da gelebilsin diye 16 Ekim Salı olsun dedim. Sanıyoruz ki iş bitti işte hamileyim, sonra karnim siscek sonra da doğacak. Yok canım bu isler o kadar basit degiiil.

1 hafta sonra yine kanına bakılacak hormon yüksek mi? Ultrasonla bakılacak kese gelişmiş mi? (yoksa dış gebelikmis) içinde yolk kesesi (yüzük dedikleri nane) var mı? Embriyo görünüyor mu? Kalp atışı görülüyor, duyuluyor mu? İşte boylece kadınlar kulubu artık hayatıma girdi, girmez olaydı, bu bir hafta nasıl geçecek?

6 Ekim 2012 Cumartesi

Bekle Bekle Nereye Kadar

Dediğim gibi 22 Eylül sabahı kendimi hamile gibi hissetsem de sürecin doğal seyrinde bazı önemli tarihleri beklemek gerekiyordu. 5-6 senedir düzenli regl gördüğüm için çok rahatlıkla 3 Ekim tarihini mihenk taşı olarak belledim.
28 Eylul'de iş sebebiyle Londra’ya gittim. Orda hava değişikliği hatta Istanbul-Londra arası eksi 15 derecelik sıcaklık farkından dolayı bünyem biraz zayıfladı. Hafiften sistik ve gaz problemim oldu. Acayip derecede iştahım açıldı. Daha önce hiç paket paket cipsleri soslara bandira bandira yediğimi hatırlamıyorum. Bir de 3.5 aydir kilo yapan ben bariz sekilde koy verdim. Cipsler, sushiler, sise sise saraplar, biralar ve sigara!

30 kiloya kadar valizle dünya kadar yol teptim, hatta yollarda metrolarda ve trenlerde süründüm. Yaşadığım stres, sıkıntı (ipad’im kayboldu neyseki sonra Heatrow’da bulundu ve kavuştum), yorucu seyahat, iş, yol, içilen sigara her gün alınan alkol. Böyle ağır şartlarda bile; dedim bebek varsa da düşer, düşmezse de bir mucize olur.

3 ekim dönüş günümdü, heyecanla regl olmayı bekledim. Yolda  regl görmedim. Ama bunca stres ve sıkıntı gecikme yaşatabilirdi, bu çok normaldi. Biraz daha beklemenin uygun olduğuna karar verdim. Ama ne kadar beklenmeliydi. Hamile kisisi hemen anlar miydi bunu? Hic bi fikrim yoktu ki anasini satayim. İnternetten okumaya kalksam basim gozum doncekti, birine danissam bosu bosuna beklentiye sokacaktirm. Sadece kardesime soyledim.

Haftasonu sigara, alkol, gece yaşantısı son sürat devam etti. Ama 5 Ekim Cumartesi akşamı evde misafirler varken koltukta uyuyakalmam -al sana hamilelik belirtisi . Yok yok en az 5 gün beklemeye ve öyle araştırma yapmaya karar verdim. Zaten kadınlar kulubu adlı site bakire kizi bile hamile sandirir, o yüzden hiç bulaşmadım. Pazartesi kan testimi yaptirana kadar bekleyecektim.