19 Ekim 2012 Cuma
Pır Pır Minik Kus iste burda
5 + 6. gün (sonradan bunun 6. hafta olarak soylendigine vakif oldum) için doktor benim ısrarlarıma daha fazla dayanamamış ve hadi gel demişti. Cuma gününe denk geldiği için akşam saatlerine kalmak istemedim, malum doktorda en az 1 saat oyalanmak ve sonrasında acayip bir Cuma trafiğine kalmak kaçınılmazdı. Saat 12.30′da gelebileceğimi soyledim.
Ozan’ın o saatte gelmesi imkansizdi, hem annem de çok hevesliydi ilk torun ya illa merasimlere katilinacak. Saat 12.30′da doktorun yerindeydik, ama doktor yoktu (eh biraz tahmin edilebilir bi durum adam rahat) bi iki dergi karıştırdım, ama çok heyecanlıydım ve kendimi artık nasıl kastıysam sırtı olmayan yani kafani direkt duvara dayamak suretiyle agzimdan salyalar aka aka 45 dakika kadar uyudum !
Doktor geldi, hoş beş yapıldı ve ultrasona geçildi. İşte orda siyah bi nokta tam da yüzüğün kenarında, tam bir tek taş. Pır pır kıpraşıyor. Öyle "Aman Allahım bu bir mucizeee" diye bagirarak gözlerimden yaş gelmedi ama acayip rahatladım. Çok güzel bir duyguydu, hele ardından kalp atışlarını dinleyince tık tık tık. Derin bir ohhh çektim. Ordaydı ve yaşıyordu. Artık annelik yolunda bir adım öndeydim, şimdi ne olacaktı? Kayın aileye durumu gönül rahatlığı ile söyleyecektik.
Bu güne ait en güzel anlardan biri de esime telefonda bebişin kalbini duyduğumuzu söyledigimde heyecandan ne diyecegini bilememesiydi. Onu hiç bu kadar mutlu duymamıştım, görmemiştim, hissetmemistim. Derler ya adam önemli adam. Bu surec yoksa baska nasil rahat gecer.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder