30 Ocak 2013 Çarşamba

Canım Uykum

Uyurken vucudumuzun aldigi sekil kisiligimizi ele verir der psikologlar. hatta ciftlerin birlikte uyuma sekillleri de iliskilerinin ne durumda oldugunun sinyallerini veriyor. daha once nedir ne degildir diye arastirmamistim ama simdi aklima dustu bir bakayim dedim.

Asagidaki gorselde nasil yattiginizin sizi istemeseniz de nasil bir insana donusturdugunu gorebilirsiniz:


Fetus / cenin yatışı:
Cenin şeklinde yani anne karnındaymış gibi kıvrılarak yatmak, dışa dönük ancak duygusal, hassas bir kalbe sahip olduğunuzu gösteriyor. Bu tür kişiler birisiyle ilk buluşmalarında utangaç olabilir ancak kısa sürede rahatlarlar. Araştırmalarda 1000 kişiden % 41'i bu şekilde uyuduğu belirlenmiş. Kadınların erkeklerden 2 kat daha fazla bu poziyonda uyuduğu da tespit edilen diğer bir bulgu..

Kollar yanda dik yatış:
Çoğu kişi kollarını her iki tarafa sarkıtıp dik şekilde uyuyamaz. Bu şekilde uyuyunlar rahat, kalabalığa alışkın, yabancılara güvenen, sosyal insanlardır... Buna rağmen, bazen kolay aldanabilirler..

Yaşlı duruşunda yatış:
Her iki kolunu kıvırarak ellerini yastığın yanına veya omuz hizasına koyan kişiler doğal insanlardır. Şüpheci, kuşkucu, iyiliğe şüpheyle bakan özellikler taşıyabilirler. Düşünceleri nizde yardımcı olurlar. Genellikle ilgi odağı olmaktan hoşlanmazlar.

Ben de durum nedir? Genelde serbest dusus, yani Şüpheci, kuşkucu, iyiliğe şüpheyle bakan özellikler özellikler tasıyabilirim. Gayet eglenceli degil mi?


Gelelim hamilelikte durum nasil olmali ve oluyor, oldurulmaya calisiliyor.

Hamilelikte özellikle sol yana yatış pozisyonu önerilir. Neden sağ tarafa değil de sol tarafa? Çünkü vücudun ortasından hafif sağ tarafta en büyük toplar damar (vena kava inferior) geçer. Sağ tarafa doğru yatılırsa bu toplar damara rahim basi baski yapiyor ve kalbe giden kan miktari azaliyor. Sirt ustu yatmak onerilmiyor cunku buyuyen rahim tum yukunu bele ve sirta vermis oluyor. Hem agrilara hem de bobreklere baski ve basura sebep oluyor. Yuzustu de onerilmiyor malum bir topun ustunde uyumussun gibi oluyor ve annr adayi bebege zarar veririm endisesi yasiyor.

Sağ tarafa yatıldığında kalbe dönen kan azalacağı için vücuttaki şişlikler artabilir. Sol yana yatıldığında tersine plasentaya (bebeğin eşine) giden kan artar, böylece bebeğe daha fazla oksijen ve besin maddesi ulaşır. Sol tarafa yatmak kan dolaşımındaki sirkülasyonu arttırarak vücuttaki şişlikleri (ödem) azaltır. Hamileler için en rahat uyku pozisyonu sol yana yatarak bacakların karna doğru çekildiği pozisyondur. Sol yana yatarken sırtınızın arkasına büyükçe bir yastık koyarak hem daha rahat edersiniz hem de uykudayken sağa dönmeyi engelleyebilirsiniz.

Neticeye gelirsek bu faydali bilgileri gorunce yuzustu ve sagima yatamaz oldum. Bir insana yatis pozisyonu degistir demek bir cocugun elinden en sevdigi oyuncagi almak kadar zormus. Her aksam nasil uyuyacagim stresine giriyorum. Zaten odanın havası kurumasın agzım burnum tıkanmasın diye kalorifer uzerine ıslak havlu koymak, altında cam sisede su bırakmak, burun bandı takmak gibi bilumum rituelden sonra; yataga gir, sola don, bekle uyuyamayinca hadi biraz sagdan baslayım uyumaya, nasilsa bilincaltimda bu var ya, sola donerim diyorum. Ama huylu huyundan vazgecmez korkusuyla, zorla da olda sola yatmaya calisiyorum. Sabahin erken saatlerinde kendimi yuzustu ya da sirt ustu pozisyonda uyanir buluyorum. WC ve su seansından sonra (bir de her sabah saati kontrol ediyorum genelde 5-6 sularında uyanıyorum). Uzuluyorum, kiziyorum kendime ama elimde olan bir sey degil ki... Yillarin aliskanligini kisa surede bir koseye birakmak olmuyor, hele konu caaanim uykuysa. Neyse buna sukur uyuyabiliyoruz, hamileligin ileri zamanlarında uyunmuyor diye bi soylenti var merakla onu bekliyorum.



29 Ocak 2013 Salı

Kadınlar Kulubu

Bilmeyenler olabilir, ben aynı zamanda eksi sozluk yazariyim da. Orda tum konulara yorum yazan caylaklar ozellikle olgunlasmak icin onune ne gelirse yazar bisiler. Ama ortak noktalar bulursa insan kendiyle ilgili, daha kolay yazar, sakil durmaz. Ben de kadinim, haliyle icinde "kadın" gecen topiklere birer ikiser yazdım bisiler.

O zamanlar ilgimi ceken bir konu da Kadınlar Kulubu idi, Kazen adında bir adamın kurdugu, kac uyesi oldugunun bilinenemedigi, saglık, kozmetik, gebelik, sac, dekorasyon aklınıza ne gelirse kadınlar arasında (burası saibeli pek tabii erkekler de olabilir arasında) konusulan open platform dedigileri bir yer. Daha cok forumu ilgi cekiyor, her kadın sitesinde oldugu gibi. Bir de its beauty, bizbizeguzellik gibi kozmetik siteleri.. O donemde herhalde 2010-2011 dir cok emin degilim  her ikisine de uye oldum, biraz okumaya basladim.. Ilgimi ceken topikler kozmetik ve lens konularıydı.. 2-3 gun takip edip bisiler karalayacak kivamda olayi anlamam yorumlarımı yazmama yetti. Belki de kimse okumadı, benim icin KK devri kapandı.

Ama eksi sozluk'e girip de Kadinlar Kulubu konusunu okursaniz hakkinda 45 sayfa entry girilmis oldugunu gorursunuz, bazi yorumlar dalga geciyor, bazıları faydalı diyor (bunlar benim yorumlarim degil)

Hamile kaldigimi ogrendigim ilk hafta siteye girdim. 5 haftalik hamileydim ve kalp atislari duyulmadigi icin stresli bir donemdi. Etrafimda bos, mol, dis gebelik hikayeleri, kalbinin durmasi, dusuk ihtimali, kanama vs hiç bir sey yasanmadıgı icin, beklentim 6. hafta kontrole gitmek ve bebegi gormekti. Bu sıralarda internette dolasırken KK ile denk geldim yine, tup gebelik ve riskli gebelik basliklarina baktim. Ozaman ogrendim "hamile kaldim 9 ay sonra dogacak" denilemeyecegini. 1 hafta stresime stres katan yazilar okudum, bir kaç kişiye birşey sorayım dedim boyumun olcusunu aldım. Ornegin biri "cocugu istemeden hamile kaldıysan Rabbim o cocugu sana bagıslamayacaktır, burda laf anlatacagına git duanı et" gibi bir yorumda bulunmustu. Tabii ki sok olmustum :) Ben ki hamileligin H sinden habersiz, olabildigince sakin olmaya calistigim o donemde, boyle bir kostekle karsılasınca  agladıgımı hatırlıyorum. Ve kadınlar kulubunden 1-2 kisinin sacma sapan yorumları yuzunden nefret ettim ve bir daha girmeyecegim dedim.

Dedigime de 3-4 hafta kadar uydum. Sonra bebegin kalbi duyulmus, dusuk riskim azalmis ve kendimi cok iyi hissettigim icin sadece Haziran 2013 anneleri topigine girmeye ve benimle ayni dertleri, sevincleri, heyecanları yasayanları okumaya karar verdim. Ve surekli takip edince dusunceleri bana uymayanlar oldugu gibi nerdeyse benim yapacagım yorumların yazıldıgını bile gordum. 18-40 arasi birbirinden farkli egitim, kultur ve aile yapisina sahip bir suru kadin aslinda ortak bir konuda fikir beyan ediyor. Gercekten enteresan bir sekilde beni icine cekti. Okur oldum, yorum yapar oldum, mesaj atar oldum. Hatta nickleri ezberler, profillere bakar, fotograflarımı koyup yorum alır - yorum verir oldum. Esime dostuma "forumdan bi kiz var" diye hikayeleri anlatmaya basladim. Tabiiki kardesim basta olmak uzere, "ne isin var yaa orda cok kotu profiller" (daha önceki yazımda kezban ve kro demisim) diyenler olmadı mı oldu, ama herkes öyle diye birsey yok.

Simdi gayet memnunum halimden, belki forumdan afaroz edilecegim yazdiklarimdan dolayı, ama sorun yok. Ben neyi ne amacla yazdigimi gayet biliyorum. İste bosuna dememisler, onyargı kotu bisi. Kimse kimseye karsi onyargili olmasa keske diyecegim ama yok oyle bir dunya.



28 Ocak 2013 Pazartesi

Kitap Hediyesi - Mine İzgi Oğlumu Yetiştiriyorum

Annelikle ilgili kitaplar okumaya başladım başlamasına ama blog izleyicilerim için de bana hediye gelen bir kitabı ben hediye etmek istiyorum.

Mine İzgi - Oğlumu Yetiştiriyorum kitabını izleyicilerimden birine hediye edeceğim.

- Blogun izleyici olmak - yandaki izleyiciler kısmına email adresinizle uye olmak.
- Blogu dilerseniz facebook veya tweeterde paylaşmak
- Adınızı, email adresinizi ve varsa blogunuzu yorum olarak bırakmak

Cekilisi random.org ile 15 Şubat 2013'te yapacağım.

Herkese bol şans.

Mahallenin En mutlu Bebeği - Ah Keşke!

Harvey Karp hamileliğimi ogrendigim ilk zamanlarda nette yaptigim okumalarda tanistigim bir isim. Henuz 10 haftalık hamileyken her ne kadar yenidogan nasil sakinlestirilir yazilarini okudugum icin beni kinasalar da simdi teknigi cok iyi anladigimi dusunuyorum. Denemeye firsatim olmasa da beni neler bekledigini biliyorum en azından.
 
Harvey Karp kitabini henuz okumadim, DVDsini de tam izledigim soylenemez. Youtube kliplerine baktim ve tabii bu konuyla ilgili yazilmis basari hikayelerini okudum.
 
Bugun okudugum bloglardan birinde bu konuda seminer verildigini okudum. Tabii hemen kayit olup katilacagim. Peki nedir bu teknik ve etkileri?
 
 “The Happiest Baby on the Block- Mahallenin Mutlu Bebeği”
Doktor Harvey Karp tarafından geliştirilen eğitim programı, yeni Doğmuş Bebeklerin dünyaya geldikten sonra, ilk haftalarda (kitapta 12 hafta olarak belirlenmis - dogumdan sonraki 3 ay) yaşadıkları zorlu adaptasyon dönemini rahatlıkla atlatmaları ve bu dönemi tüm ailenin mutlu geçirmesi için bizlere yol gösteriyor.
 
“The Happiest Baby ” Eğitiminin Ailelere Kazandırdıkları
[dokum akademisi sayfasi TIK TIK ayrıntılı okumak isteyenler için)
 
"Daha Az Ağlayan- Daha Çok Uyuyan Bebek” sloganı ile, ebeveynlerin özellikle   doğum sonrası ilk 4 ay faydalanacağı bilgi ve uygulamaları Anne-Babalara ulaştırıyor.
Kolik tanımını açarak, sebepsiz ağlamaları anlamlandırıyor, ailenin bu anlamları fark etmesini sağlıyor.
Bazı bebek bakım yöntemlerinin, işe yaramadığı dahi düşünülen bazı yaklaşımların nasıl deneneceğini ve bu denemelerde nasıl başarı sağlanacağını öğretiyor.
Doğal Ebeveynlik tarzına katkıda bulunuyor.

EĞİTİM İÇERİĞİ:
Bebekler Neden Ağlar?
Bebeği Sakinleştirme Sanatı
Mutlu Bebek için Uygulanan 5 Temel Prensip - Harvey Karp 5S olarak tanımlıyor.
Yeni Ebeveynin Hayatta Kalma Kılavuzu
Doğal Ebeveynlik Yöntemleri

Uygulamalı örneklerle verilen eğitim süresi 3 saattir.
Ücret: 80TL + KDV’dir. Anne-Baba birlikte 120 TL+KDV’ dir.
* KDV oranı % 18 olarak hesaplanır.
Kesin kayıt ödeme sonrası yapılır ve sayı limiti nedeniyle kesin kayıt şarttır.
 
Ben 4 Mart olana katılmayı dusunuyorum. Telefon 212 240 59 35 ve bilgi@dogumakademisi.com

23 Ocak 2013 Çarşamba

21. hafta IT's A BOY and DUE in JUNE!

20 haftaya girmeden nasil girdim 21'e ?

Iste bunun cevabı ayrıntılı ultrasonda. Detaylı ultrason, 2 düzey ultrason da denilen yaklaşık 20 dakika süren ayrıntılı ultrason için dün aksaş 19.00 saatlerinde Prof. Atıl Yuksel'in Teşvikiye'deki muayenesindeydi. Büyük heybetli, önü açık bir bina içinde kocaman bir daire. Ama dekorasyonu eski ve kasvetli bir havası var. Can Bey'in bembeyaz modern otel kıvamındaki dairesinden sonra içimi bunalttı. Bizim gibi bekleyen 3 çift saat olmuş 19.30 :) Neyse anca girdik 19.45 gibi, asistan kaydımızı yaptı. Doktor geldi motor gibi saymaya başladı, baş tamam şu tamam bu evet, evet evet, söyledim dimi söyledim tabii evet evet dur bi dakka evet evet.. böyle böyle 15 dakikaya kadar hızlıca en az 50 kalem organ ve oluşuma evet dedi. Anlamı herşey yolunda. 5 dakika kadar soru cevap yaptık. Bebeğinin gelişiminin çok iyi olduğu, 5 günde önde gittiği ama sorun teşkil etmediğini, çok iyi zamanda geldiğimizi, zaten 11-14 taramalarının düşük risk olduğu gibi içimizi rahatlatan şeyler söyledi. Bu demek değildir ki bebekte sorun yok ama varsa bile %2-3 onun yarısına ilerde müdahele edilebilir yarısı için zaten doğum beklenir dedi. Dolayısıyla başka detaylı ultrasona gerek olmadığını söyledi. İçimizi de rahatlattı.

Cinsiyeti öğrenmişsinizdir" herhalde diyerek o kısmı pas geçecekti ki yook hayır yani söyledi ama kesin değil diyince, erkek canim erkek diyip pipiyi gösterdi. Rahatladık, sevindik, 3d boyutlu halini görünce biraz daha sevinçlendik. Herşey yolunda, ben mutlu baba mutlu, bebek hepimizden mutlu elleri yüzünde ağzında tatlı tatlı duruyordu.

Sonunda haykırabilirim dunyaya IT's A BOY and DUE in JUNE!

15 Ocak 2013 Salı

18. hafta - Bebek Odası Onerileri

Bebek odası kolay is mi zor is mi bilemedim valla. Evi doserken aklımda bembeyaz bi kule yaratmak vardı. Öyle de oldu ama sonradan pisman olmadım desem yalan olur. Beyazindan değil belki ama koskoca L koltuktan, dandik kopkoyu mobilyadan, toz gosteren siyah yer taşlarından. Simdiki aklım olsa acele etmez, cok yere bakar, paraya kıyar, mimardan gorus alır vs yaparım diyorum. Ozellikle badanamım rengi, perdelerimin deseni ve klimalarımın disarida duran boruları 30-40 bin lira para harcanmış ve yenilenmiş evde içime sinmeyenler.

Neyseki şimdi bebeğin gelişi ile eve de bir yenileme yapabileceğiz.

Öncelikle tüm evde badana boya olacak, sanirim bembeyaz boyayacagım heryeri, belki odalarda birer duvar başka renk veya duvar kağıdı, hala modası varsa araştıracagım. Sonra klima boruları gömülecek, yatak odasındakinin yeri değişecek. Küçük odadaki koltuk annemlere, kazulet havluluk & ıvır zıvırlık eskiciye verilecek. Orasi Doğa'nin odası olacak.

Giyinme odam boşaltılacak, zaten bi çok kıyafetimi eledim, daha da çıkıcak çok şey var. Dolap ve bisiklet satılabilirse satılacak, olmadı eskiciye, sifonyer annem isterse ona veya Riva'ya gidecek.

Gelelim yerlerine neler gelecek. Doğa'nın odasına genişleyen yatak, sığdığı kadadıyla 2 veya 3 kapılı dolap, küçük bir şifonyer ve oyuncak dolabı ve rafları ile emzirme koltuğu. Yatak odasına 2-2.5 kapılı dolap ve TV'yi duvara monte edip altına kaj veya sifonyer, dar odaya misafir için yatak sifonyer ve 2 kapılı bir dolap yapılacak. Duvarına da ayna ve ayaklı lamba.

Böylece evde bir çok mobilya değişecek. Aslında hayalimiz 2 -3 sene daha oturup taşınmak ama bunlar yapılmadan çok köylü evi olacak ve bu alınan yeni mobilyalar biz nereye onlar oraya şeklinde olacak (inşallah)

Bir kaç bebek odası fotoğrafları, aklımdakiler ama değişebilir tabi. İlham versin anne adaylarına & annelere.







1 Ocak 2013 Salı

17. hafta - 2013 Beklenen yil

2012 ne kadar hizli gecti! Artik gunler mi daha hizli geciyor, aylar mi, yillar mi bilinmez ama 2012 isik hiziyla gecti diyebilirim.

Geriye donup baktigimda:

Ocak- Subat- Bir film izleme rituelleri her hafta 3-4 film ve gece cikmalari son gaz devam, ayni mekanlar ayni insanlar ayni muhabbetler.

Mart - Nisan - Mayis; bahar aylari gevser gonul yaylari, degisik bisi var mi diye dusundum dusundum bulamadim :) Nisan'da Turkmenistan'a gittim 3 gun ayrı kalmak medeniyetten iyi geldi.

Haziran - Deniz'ler Turkiye'deydi. 4 gun Cesme, 3 gun Istanbulda birlikteydik.
Temmuz - Muhtesem Kas tatili, bizim icin cocuksuz ve en guzel tatildi. Spor, Spor, Spor. Aaa bi de Diet Dukan diyeti ile muhtesem 4 kg gider :)
Agustos - Ailece Cesme tatili, 10 gun 10 gece yemek, icmek, muhabbet, deniz, gunes.

Eylul - Londra seyahatim, bol bol alisveris.
Ekim-Kasim-Aralık - Minik Kus icimde, aklim havalarda. Annelige ilk adim ilk 3 ay. Daha duzenli ev isleri, saglıklı yemek, daha duzenli uyku, daha sakin yasanti. Sigara, alkol yok, gece gezmeleri yok, hep ayni mekanlar, insanlar, muhabbetler rafa kaldirildi. Daha cok kafa dinleme, okuma ogrenme, kendime ve esime zaman ayirma. Huzurlu ama ne huzurlu. Cok mutluyum.

Simdi sira geldi 2013'e... Bizi neler bekliyor tahmin etmek zor. Cok guzel olacagi gibi cok da sikintili donemler olacagi kesin. Beklentimi normal seviyede tutup, sonrasinda hayal kirikligi yasamak istemiyorum. Her sey mukemmel olmayacak, arada bir tokezleyecegiz buna eminim. Ama emin oldugum baska birsey de hic bir sey eskisi gibi olmayacak ve er ya da gec HERSEY COK GUZEL OLACAK!