
Şimdi hafta hafta hamilelik güncesi tutayım dedim ama inanır mısınız hiç hamile gibi değilim, yani hayatımda bir değişiklik yok. Dolayısıyla her yerde kolaylıkla bulunan “hamileliğinizin 9. haftasında siz nasılsınız bebeğiniz nasıl?” gibi internet bilgileri de vermek istemediğim kendime özel bişeyler yazayım hatıra kalsın dediğim için yazacak birşeyim olmayınca yazamayacağımı farkettim.
Kamer bana hamilelikle ilgili herhangi bir kaynak okumadığını, hatta nasil beslenmesi gerektiğini bile bilmediği icin 22 kilo aldığını söylemişti. Benimse hamile olduğumu öğrendiğimde ilk yaptığım sey hemen hamile kitaplarina sarilmak oldu. Ama bir iki tanesini karıştırınca hep aynı şeylerin yazılı ve kuralların çok belirgin olduğunu öğrendim. Heryerde gebelerin beslenme düzeni, sporun önemi, cinsel yaşam ve günlük aktivitelere yönelik bilgilerden gına geldi, ezberlerdim diyebilirim. Bir tek şu ikili üçlü test olaylarına çok girmedim, zamanı gelince evham yapmayı planlıyorum.
Bloglara bakayım diyorum ama herkesin hikayesi farklı. Kiminin midesi bulanıyor, kimisi başını yataktan kaldıramıyor. Kadınlar kulubune bakayım diyorum her gün bir kanama, düşük, riskli durum haberi, sürekli bir bebişlerimizi Allah bağışlasın ah vaahları, hakkatten çok bunaltıcı. En iyisi mi dedim doğuma az kala ve hemen sonrasında beni neler bekliyor onları okuyayayım, biraz öğreneyim. Öylelikle ben de doğum öncesi ve doğum sonrası, bebek bakımına yöneldim, tıpkı Kamer gibi (umarım 22 kilo almam) !
Özellikle emzirmek konusu çok ilgimi çekti. Emzirmek gördüğüm (videolar izledim) ve okuduğum kadarıyla çok da kolay bir şey değil. Ver memeyi ağzına emsin dursun değil gibi.
Bir kere sütün gelecek mi? Gebeliğin ilk haftalarından itibaren gögüslerin şişmeye başlaması içlerinin süt olmadı ve başının rengi koyulaşarak doğum sonrasına hazırlanması gerekli. Benimkilerde valla bir değişiklik yok, çok hafiften şiş gibi ama regl öncesi gibi, sütyenlerde herhangi sıkma yok mesela.
Bir de doğumdan önce herhalde 1-2 ay evvelinde gögüs ucune krem sürmek gerekiyor ki sonradan tahriş olmasın, işte bu bende o olabilir. Zaten oraya krem buraya yağ banyodan sonra 10 dakika ritüleimiz olacak, bi de hamile kendine bakmıyor derler. Eger is isten gecer ve gogus ucunda emmekten dolayı yara, kanama, asınma, tahris olustuysa; gogus ucunun sutyene teması inanılmaz can acıtacağı icin bu durumda da gogus kalkanı ya da gogus pedi kullanmak gerekiyor. Boylece sut kazalarının da onune geciliyor ve sut de birikiyor gayet mantıklı aslında.
Bebek dogar dogmaz ilk bir saat icinde emzirmek gerekiyor diyorlar. Hatta ilk gelen süt eski zamanlarda atılırken şimdi çok faydalı olduğu için ziyan edilmemesi öneriliyor. Tüm annelerin ortak sıkıntısı “sütün yetmiyor mu?” cümlesi. Neden bu kadar takarlar elalemin dediğine bilmem. Ama bu el gün olmayıp kayın valide, görümce yani kısacası erkek tarafı olunca cinler tepeye çıkabilir. Ben de olsam “alın çok biliyorsanız siz emzirin” ya da “ben veriyorum yemiyorsa ben ne yapabilirim?” derim herhalde. Ama sinirlerimin tepeme çıkacağı kesin.
Başka sıkıntılara da hazır olmak lazım tabii. Aile büyükleri (annem ve bilimum torun sahibi ya da 30-40 yıl önce bebek bakmış arkadaşları) abuk subuk yemekleri ağzıma tıkarak süt artırtma çözümleri üretmesi içten bile değil! Şu gaz yapar yeme, bu bebeğe zararlı içme, şu azaltır aman ha sakın. Emzirme bunalımı yaşamamak elde değil. Memelerin birinin büyük diğerinin küçük kalmaması için küçük notlar alan var, gunde 12 sefer yapıldıgını dusununce bu aktivitenin bu biraz utopik, kadın kadınlıktan çıkıyor bir de not mu düşecek?
Bir de bebeğin memeyi alıp almaması, hadi aldı diyelim emip emmemesi, emzirirken beslenmeye dikkat edilmesi, çalışmaya başlandığında nasıl emzirileceği bunlar hep bir muamma. Bu konuda okuncak çok şey olmasına rağmen herhalde yaşamadan anlayamayacağız, hedefim 1-1.5 yaşına kadar emzirmek ama bakalım neler olacak.
Bu haftanın kayda değer olayı, salı akşamı Güler ve Hande ile buluşup onlara hamile olduğumu söyledim. Şaşırdılar, şok oldular, inanamadılar ama sevindiler tabii

E bir ben biliyordum bir de Allah diye boşuna söylememişler, hem “istiyorum, istiyorum da istiyorum” diye reklam yapmaya hiç gerek duymadım. Böylesi daha güzel. Bu hafta biraz stresli ve sıkıntılı geçti, özelikle annemle çok gerildik. Sanırım en çok naz yapabildiğin kişi bi de karakteri dışında zorlama alttan aldığı için daha çok sinirlenmeme neden oluyor. Sakin olmak lazım biliyorum, %90 zamanda da sakinim, arada geliyor tabii aman olsun o kadar hamilelik sendromu da yaşamazsak hiç anlamayacağız hamile olduğumuzu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder